SUNUŞ
Âşık Veysel öldüğünde; “âşık Veysel öldü halk ozanı ve şiiri onunla birlikte öldü” diye bir yaygara kopardı basının ve edebiyatımızın ileri gelen ünlüleri. Âşık Veysel’in öldüğünü gördük. Ancak, halk ozanı ve halk şiirinin onunla ölmediğini de gördük.
21 yüzyılda bile halk ozanlarının varlığına dair eserler üretiliyorsa demek ki yukarıdaki tezi savunan sözde aydınların bir yanlışa düştükleri anlaşılıyor. İhsani Baba’nın da dediği gibi halk var oldukça halkın ozanı da halkın şiiri de var olacaktır.
Bu kitapta bedenen aramızdan ayrılan ozanlarımız ile halen hayatta olan ozanlarımızı tanıtmak, halk ozanının varlığından ve var olduğundan haberdar etmek, aramızdan ayrılanları da unutturmamak istedim.
İhsani baba bedenen aramızdan ayrıldıktan sonra ona olan vefa borcunu ödemek için onu bir kitapla unutturmamak istedim. Ama değişik bir kitap olsun dedim. Proje kafamda canlandığında, İhsani baba ile Ozan Garip(Cihangiray Şumnu) ozanımız ve kendimi de içine alan “AŞIK İHSANİ VE DOSTLARI” isminde karar verdim.
İhsani babaya yazdığım, dergilerde yayımlanan yazıyı ve vefatından önce ve sonra kendine yazılan birkaç yazıyı da ekledim. Yine vefatından önce ve sonrası kendine yazılan şiirleri de topladım onları da ekledim.
Proje olgunlaşmaya başlarken sosyal medyada Ozan İlim(Alemdar Tekoğlu’nun) şiirleri ile karşılaştım. Şiirler çok keskin ve vurgulu şiirlerdi. Fakat bu ozanımızı kimse tanımıyordu. Bende ilk defa karşılaşmıştım.
Bu ozanımızı tanıtmam gerekti ve hak ettiği yeri bulmalıydı. Hem sosyal medyada paylaşılan şiirleri sıkça paylaşmaya çalıştım. Şiirler azımsanmayacak düzeyde beğeniler alıyordu. Şiirlerin yazılış tarihleri 1970’leri 1980’leri gösterse de içerikler çoğunlukta günümüzü de yansıtıyordu.
Bir müddet sonra bu ozanımızı da bu kitaba almalıyım dedim ve şiirlerini paylaşan kızı Nurdan Hanım ile görüşüp onayını aldım. Ozan İlim’i de kitaba ekledim. Sosyal medyadan araştırdım fakat hakkında her hangi bir yazı yoktu. Kendine yazılmış benim yazdığımdan başka şiirde yoktu. Sadece oğlu Avukat Hilmi Tekoğlu’nun yazmış olduğu öz geçmişi vardı. Bu öz geçmişten yararlanarak birkaç sayfada onu anlatan ve şiirlerini irdeleyen bir yazı yazdım ve ekledim.
İhsani baba ile adı bile duyulmamış bu büyük ustayı da unutturmamak ve yaşatmak istedim. Çünkü böylesine domdom kurşunu gibi şiirleri yazmak ve tarihe not bırakmak kolay değil. O kadar çok kendine halk ozanıyım diyenler var ama şiirlerinin toplamı bir ozan İlim şiiri etkisi yaratmaz. Halktan kopuk şiir halkı anlatmaz, halkın derdini sevincini yansıtmaz. Ama etliye sütlüye dokunmadıkları için onlar ozan sayılır, Ozan İlim gibi ozanlarımızın da esamesi okunmaz. Çünkü onun gibi ozanlar sömürünün, zulmün ve bunların ağ babası emperyalizmin ve kapitalizmin karşısındadırlar.